Canlıların Sınıflandırılması

Bilim insanlarının canlıları daha iyi tanıyabilmek amacıyla onları belli özelliklerine göre gruplara ayırmışlardır. Canlıların gruplara ayrılması işlemine sınıflandırma adı verilir. Sınıflandırma çalışmalarını yapan bu bilim dalına sistematik (taksonomi) adı verilir.

Soru: Bilim insanları canlıları niçin sınıflandırma yoluna gitmişlerdir?

  • Canlıları bir düzen içinde tanımlamak
  • Evrensel olarak kabul gören adlandırma çalışması yapmak
  • Canlı çeşitliliğindeki karmaşıklığı bir sisteme yerleştirme

Soru: Sınıflandırmanın amacı nedir?

  • Çok fazla çeşitliliğe sahip olan canlıları daha kolay öğrenilebilir hale getirmek
  • Canlılarla ilgili genelleme yapabilmek

Canlıların sınıflandırmak amacıyla 2 farklı sınıflandırma sistemi kullanılmıştır.

AMPİRİK (SUNİ) SINIFLANDIRMA DOĞAL (FİLOGENETİK) SINIFLANDIRMA
  • Canlıların dış görünüşüne göre yapılır.
  • Günümüzde geçerliliği yoktur.
  • Nitel gözleme dayalıdır.
  • ANALOG ORGAN benzerliği dikkate alınır.
  • Canlıların dış görünüşü yanında genetik yapısı, üreme,dolaşım,boşaltım,solunum,beslenme,kimyasal yapı ve kökenine göre  yapılır.
  • Günümüzde geçerliliği devam etmektedir.
  • Canlıların kökenine dayalıdır.
  • HOMOLOG ORGAN benzerliği dikkate alınır.

 

ANALOG ORGAN HOMOLOG ORGAN
  • Kökenleri farklı görevleri aynı olan organlardır.
  • Sivrisineğin KANADI
  • Yarasanın KANADI
  • Kuşun KANADI
  • Bu 3 organın kökenleri farklıdır fakat 3’ü de uçmada görev alır.
  • Kökenleri aynı görevleri farklı olan organlardır.
  • Kuşun kanadı
  • İnsanın kolu
  • Balinanın yüzgeci
  • Bu 3 organın kökenleri aynıdır fakat görevleri farklıdır.

 

TÜR KAVRAMI

Ortak bir atadan gelen, yapı ve görev bakımından benzer özelliklere sahip olan, birbirleriyle doğal ortamda çiftleştiklerinde verimli (fertil) yavrular (döller) oluşturabilen canlılar topluluğudur.

Soru: Bir canlı grubuna tür diyebilmemiz için bu grup hangi şartları taşımalıdır?

  • Doğada serbest olarak üreyebilmelidir.
  • Ürediğinde yavru bireyler oluşturabilmelidir.
  • Oluşan yavru bireylerde üreyebilme yeteneğine sahip olmalıdır.

                                                  

Aynı türe ait canlıların kromozom sayıları aynıdır. Dişi aslan,erkek aslan ve yavru aslanın kromozom sayıları aynıdır.
Kromozom sayıları aynı olan canlılar aynı türe ait olmayabilir.

                     

Kromozom sayısının fazla olması ile gelişmişliğin bir ilgisi yoktur.

Canlılar sınıflandırılırken kromozom sayısı değil kromozomlardaki genlerin benzerliği dikkate alınır.

Aynı türe ait canlıların genleri tamamen birbirinin aynısı değildir.

Tür kavramı ilk kez John Ray tarafından ortaya konulmuş fakat sınıflandırma prensiplerini ortaya koyan ve ikili adlandırma sistemini kullanan Carl Linnaeus olmuştur. Carl Linnaeus hayvanların sınıflandırılmasında İKİLİ ADLANDIRMA SİSTEMİ (BİNOMİAL NOMENCLATÜR) kullanmıştır.

İkili Adlandırma Sistemi

Canlıların isimlendirilmesinde TÜR esas kabul edilir.

  • Tür isimleri iki kelimeden oluşur.
  • İlk isim canlının ait olduğu cinsi , ikinci isim ise belirli bir özelliği tanımlar ve tamamlayıcı isimdir.
  • İlk ismin ilk harfi büyük ikinci ismin ilk harfi küçük yazılır.
  • İsimler Latince yazılır.
  • Bir türün bilimsel adı bütün dünyada aynıdır.

                                                  

Sınıflandırma Basamakları

Sınıflandırmada en küçük birim TÜRdür. Türler bir araya gelerek CİNSleri , cinsler FAMİLYA(AİLE)ları, familyalar TAKIMları, takımlar SINIFları, sınıflar ŞUBEleri, şubeler ise ALEMi oluşturur.