Mantarlar Alemi

Genel Özellikleri

-Ökaryotik hücreye sahiptirler.

-Karada,tatlı sularda ve nadiren tuzlu sularda yaşarlar.

-Mantar hücrelerinde kamçı ve sil bulunmaz.

-Hücre duvarı vardır ve hücre duvarı KİTİN yapılıdır.

-Kloroplast bulundurmazlar.

-Saprofit ve parazit yaşarlar.

-Çoğunluğu HİFsi bir yapıya sahiptir.Hifler ince uzun yapılıdır.Yanyana gelerek MİSEL , miseller yan yana gelerek TALLUS yapısını oluşturur.

-Besin maddesi olarak yağ ve glikojen depolar.

-Parazit olan mantarlar hastalıklara neden olur.

-Eşeyli ve eşeysi,z üremenin birbirini takip ettiği yaşam döngüsü bulunur.

MANTAR ÇEŞİTLERİ

1)KÜF MANTARLARI

-Eşeysiz üreme sporla,eşeyli üreme gametlerle yapılır.

-Miselyum  iyi gelişmiştir.

-Çok çekirdekli bir görünüme sahiptirler.

-Saprofit ve parazit olarak yaşarlar

  MAYA MANTARLARI

 -Tomurcuklanma ya da bölünerek ürerler.

-Oksijenli ve oksijensiz solunum yapan türler bulunur.

-Hamurun mayalanmasında , alkollü içeceklerin fermantasyonunda kullanılırlar.KA

L

Bakteriler ve Arkebakteriler

GENEL ÖZELLİKLERİ:

-Prokaryot hücre yapılı, tek hücreli canlılardır.

-Halkasal DNA’ya sahiptirler. Bazı bakterilerde plazmit bulunur.

Plazmit: Küçük ve halka şeklinde DNA parçacıklarıdır. Bakterilerin ilaçlara karşı direnç kazanmasında etkili olurlar. Konjugasyonla başka bir bakteriye aktarılabilir.

-Ribozomları bulunur.

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı  görevi yapan enzimler  bulunur.

-Hücre zarı üzerinde PEPTİDOGLİKAN (protein+glikoz )yapılı hücre duvarı bulunur.

-Hastalık yapan patojen bakterilerin çoğunda hücre duvarının üzerinde KAPSÜL bulunur.

-PİLUS denilen yapılar bakterilerin birbirine ve temas ettikleri yüzeye tutunmasını sağlar.

-Fazla glikoz glikojen şeklinde depo edilir.

-n kromozomlu olduklarından mayoz bölünme gerçekleşmez.

-Bazı türlerinde hareket edebilmeleri için kamçıları bulunur.

-Bakteriler bölünerek çoğalırlar.

KONJUGASYON

ENDOSPOR OLUŞUMU

Uygun olmayan ortam koşullarında yaşamlarını devam ettirebilmek için ENDOSPOR oluştururlar. Endospor oluşumu sırasında;

-DNA kopyalanır ve kopya DNA çevresinde duvar oluşur.

-Su oranı düşer.

-Metabolizma yavaşlar.

BAKTERİLERİN SINIFLANDIRILMASI

A)ŞEKİLLERİNE GÖRE BAKTERİLER

Yuvarlak Bakteriler(Kokus)

Çubuk Bakteriler (Basilus)

Virgül Bakteriler (Vibrion)

Spiral Bakteriler (Spirullum)

    

B)BOYANMALARINA GÖRE  BAKTERİLER

1)GRAM (+) BAKTERİLER: Hücre duvarındaki peptidoglikan Kristal viyole ile boyanarak mor renkli görünürler.

2)GRAM (-) BAKTERİLER: Hücre duvarında ince peptidoglikan üzerinde lipit bulunur. Kristal viyole ile boyanıp alkolle muamele edildiğinde pembe renk oluşur.

*Hastalık yapan bakterilerin çoğunluğu Gram (-) bakterilerdendir.

C)OKSİJEN İHTİYACINA GÖRE BAKTERİLER

1)ZORUNLU AEROB BAKTERİLER: Sadece oksijenli ortamda yaşayabilirler.

2)ZORUNLU ANAEROB BAKTERİLER: Sadece oksijensiz ortamda yaşayabilirler.

3)GEÇİCİ AEROB BAKTERİLER: Normalde oksijensiz ortamda yaşarlar ama gerekli durumda oksijenli ortamda da yaşayabilirler.

4)GEÇİCİ ANAEROB BAKTERİLER: Normalde oksijenli ortamda yaşarlar ama gerekli durumda oksijensiz ortamda da yaşayabilirler.

   

D)BESLENMELERİNE GÖRE BAKTERİLER

OTOTROF BAKTERİLER

1)FOTOOTOTROF BAKTERİLER:

Besinlerini fotosentezle üretirler. Kloroplastları yoktur fakat fotosentez enzimleri ve klorofil pigmentleri sitoplazmada bulunur. Besin sentezi gündüz gerçekleşir.

Enerji Kaynağı Karbon Kaynağı Hidrojen Kaynağı Ürün    
Güneş CO2 H2O Besin,O2   Siyanobakteriler
Güneş CO2 H2S Besin, S2   Mor –Sülfür bakterileri
Güneş CO2 H2 Besin    

 

2)KEMOOTOTROF BAKTERİLER:

Besinlerini kemosentezle üretirler. Klorofil bulunmaz. Güneş enerjisi yerine kimyasal enerji kullanırlar. Kimyasal enerjiyi inorganik maddelerin oksidasyonu ile sağlarlar. Besin sentezi gece gündüz gerçekleşir.

Nitrit bakterileri, nitrat bakterileri, sülfür bakterileri, demir bakterileri ve baklagillerin kökünde yaşayan Rhizobium bakterilerinde görülür.

Amonyak + O2 ......................>Nitrit +H2O + Kimyasal Enerji

Nitrit    +     O2........................>Nitrat  +H2O + Kimyasal Enerji

                                                

                                                   CO2 + H2O .....................>BESİN + O2

HETEROTROF BAKTERİLER

1)SAPROFİT BAKTERİLER:

-Ayrıştırıcıdırlar.

-Organik atıkları inorganik maddelere dönüştürerek doğada madde döngüsüne katkı sağlarlar.

-Sindirim enzimleri çok iyi gelişmiştir.

2)PARAZİT BAKTERİLER:

-Besin monomerlerini konak canlıdan sağlarlar.

-Hücre dışı sindirim enzimleri yoktur.

Not:Parazit bakteriler monomer yapıda olan (glikoz,aminoasit,gliseerol,yağ asiti vb.) ortamlarda yaşayabilirken,  polimer yapılı olan (polisakkarit,nötral yağ, protein vb.) ortamlarda yaşayamazlar.

 

ARKELER

-Prokaryothücre yapılı  canlılardır.

-Bakterilerle birçok benzer özellikleri bulunur.

-Bakterilerde olduğu gibi plazmidler bulunur.

-Depo karbonhidratı glikojendir.

-ribozomal proteinler ve tRNA bakterilerden çok ökaryotlara benzer.

-Hücre duvarı peptidoglikan değildir. Daha fazla protein içeren pseudopeptidoglikan yapılıdır.

-Bölünerek çoğalabilirler.

-BAKTERİLERİN YAŞAYAMADIĞI ZORLU YAŞAM ŞARTLARINDA YAŞARLAR.

1)METANOJENLER

-Zorunlu anaerobturlar.

-Çürükçül ve kemosentezle beslenirler.

-Bataklıklarda yaşayan ve otçul hayvanların sindirim sisteminde yaşayan türleri bulunur.

-Metan gazı üretirler.

-Pis suların arıtılmasını sağlarlar.

2)HALOFİLLER

-Tuzlu ortamlarda yaşarlar.

-Klorofilleri bulunduğu için fotosentez yapabilirler.

-Doğal tuz göllerinde, tuz oranı yüksek denizlerde ve tuzlanmış balıkların etlerin yüzeylerinde yaşarlar.

3)TERMOASİDOFİLLER

-Kükürt oksitleyerek enerji elde ederler.

-Kemosentezle besin üretirler.

-pH’ın 1 olduğu ve sıcaklığın 65-85 oC olduğu ortamlarda yaşarlar.

-Bazı türleri 100oC’nin üzerinde yanardağ bacalarının etrafında, termal çukurlarda yaşarlar.

4)PSİKROFİLİKLER

-Soğuk ortamı severler. 5oC altındaki ortamlarda yaşarlar.

www.sanalbiyoloji.com

Protista Alemi

Genel Özellikleri

-Ökaryot hücre yapısına sahip canlılardır.

-Mikroskobik türleri olduğu gibi boyu 60 cm olan türlerde bulunur.

-Tek hücreli, koloniler ve çok hücreli türler bulunur. Çok hücreli türlerde dokulaşma görülmez.

-Türlerin çoğu sulu ortamlarda yaşar, karada yaşayan türlerde nemli alanlarda yaşarlar.

-Beslenmeleri ototrof,heterotrof ve ototrof-heterotrof  şeklindedir.

-Mutualist ve parazit yaşayan türler bulunur.

-Parazit türler yaşadıkları konak canlılarda hastalığa neden olabilir.

-Sil,kamçı,yalancı ayaklar ile hareket ederler.

-Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür.

KAMÇILILAR

-Hareket edebilmeyi sağlayan bir veya daha fazla sayıda kamçıları bulunur.

-Ototrof ve heterotrof türler bulunur.

-Kloroplastı olan türler fotosentezle besin üretirken kloroplastı olmayan türler aldıkları besinlerini besin kofulunda sindirirler.

-Türlerin  çoğu otçulların sindirim sisteminde mutualist yaşam sürdürür.

Öglena:

Tatlı sularda yaşarlar. Kontraktil kofulları bulunur. Kamçılarının kök kısmında göz lekesi bulunur. Göz lekesi ile ışığa doğru hareket ederler.Üremeleri boyuna bölünme şeklindedir.Hücre duvarı bulunmaz, zarın etrafı PELİKULA denilen sert ve esnek yapıyla çevrilmiştir.

 Trypanosoma

Parazit olarak omurgalıların kanında yaşar.Bu hayvanları ısıran Çeçe sineği hastalığı insanlara taşır.Afrika uyku hastalığına sebep   olur.

         Trypanosoma gambiense

SİLLİLER

-Siller hem harekette hem de beslenmede yardımcı olur.

-Tatlı sularda ve denizlerde yaşayan türleri bulunur.

-İki çekirdeğe sahiptirler.Büyük çekirdek metabolizmayı kontrol ederken küçük çekirdek hücre bölünmesinden sorumludur.

Paramesyum (Terliksi hayvan)

Tatlı sularda yaşarlar.  Kontraktil kofulları bulunur. Hücre ağzı ve hücre anüsü bulunur. Heterotrof beslenirler. Besinlerini fagositozla hücre içine alırlar. Hücre pelikula ile hücre şeklini korur. Palikula altında trikositler bulunur. Trikositlerin  savunma  görevi vardır. Eşeysiz üreme bölünme şeklinde gerçekleşir, konjugasyonda görülür.

KÖK AYAKLILAR

-Tatlı sularda ve denizlerde yaşarlar.

-Yalancı ayakları (psödopod) ile hareket ve beslenmeyi sağlar.

-Heterotrof beslenirler.

En önemli kökayaklılar; amip, foraminifera, actinapod (güneş hayvanı)

Amip:

Yalancı ayaklarıyla amipsi hareket yapar, fagositoz yoluyla beslenirler. Kontraktil koful bulunur. Eşeysiz üreme bölünme şeklindedir. Bölünme yönü belli değildir. Entamoeba histolytica türü dizanteriye neden olur.

SPORLULAR

-Hareket için özelleşmiş yapıları yoktur.

-Tüm türleri iç parazittir. Bu nedenle besin kofulu ve kontraktil koful bulunmaz. Besinlerini difuzyonla alırlar.

-Eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip ettiği yaşam döngüsü görülür. Buna metagenez (döl almaşı ) adı verilir.

Plasmodyum malaria :

Eşeysiz üremesini insanda, eşeyli üremesini anofel cinsi sivrisinekte gerçekleştirir. Sıtma hastalığına neden olur.

ALGLER

-Tatlı su, tuzlu su ve nemli ortamlarda yaşarlar.

-Çok hücreli türler içerir.

-Diatom,Chlamydomonas tek hücreli iken, Ulva(deniz marulu), Ulothrix  çok hücreli alglerdir.

-Çok hücrelilerde dokulaşma görülmez. Bu nedenle kök,gövde ve yaprak gelişmemiştir.

-Kloroplast içerdiklerinden dolayı fotosentez yaparlar. Yeryüzünde üretilen besin ve oksijenin büyük bir kısmını algler üretir.

-Taşıdıkları pigmentlere göre;

      Yeşil algler

      Kırmızı agler

      Kahverengi algler

      Altın sarısı algler olarak gruplandırılır.

  CIVIK MANTARLAR

-Belirgin şekilleri yoktur.(Amiplere benzer)Hücre çeperleri yoktur.

-Çok çekirdekli  saprofit canlılardır.

-Nemi ve organik maddelerin zengin olduğu ortamlarda yaşarlar.

-Ormanlarda çürümekte olan yaprak üzerinde bol miktarda bulunur.

-Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür.

-Madde  döngüsünde önemli bir görevi vardır.

                               

                                                                 www.sanalbiyoloji.com

Sınıflandırma

Bilim insanlarının canlıları daha iyi tanıyabilmek amacıyla onları belli özelliklerine göre gruplara ayırmışlardır. Canlıların gruplara ayrılması işlemine sınıflandırma adı verilir. Sınıflandırma çalışmalarını yapan bu bilim dalına sistematik (taksonomi) adı verilir.

Soru: Bilim insanları canlıları niçin sınıflandırma yoluna gitmişlerdir?

  • Canlıları bir düzen içinde tanımlamak
  • Evrensel olarak kabul gören adlandırma çalışması yapmak
  • Canlı çeşitliliğindeki karmaşıklığı bir sisteme yerleştirme

Soru: Sınıflandırmanın amacı nedir?

  • Çok fazla çeşitliliğe sahip olan canlıları daha kolay öğrenilebilir hale getirmek
  • Canlılarla ilgili genelleme yapabilmek

Canlıların sınıflandırmak amacıyla 2 farklı sınıflandırma sistemi kullanılmıştır.

AMPİRİK (SUNİ) SINIFLANDIRMA DOĞAL (FİLOGENETİK) SINIFLANDIRMA
  • Canlıların dış görünüşüne göre yapılır.
  • Günümüzde geçerliliği yoktur.
  • Nitel gözleme dayalıdır.
  • ANALOG ORGAN benzerliği dikkate alınır.

 Canlıların dış görünüşünün yanında genetik yapısı,üreme,dolaşım,boşaltım,solunum,beslenme,kimyasal yapı ve kökenine göre yapılır.

Günümüzde geçerliliği devam etmektedir.

Canlıların kökenine dayalıdır.

HOMOLOG ORGAN benzerliği dikkate alınır.

 

ANALOG ORGAN HOMOLOG ORGAN
  • Kökenleri farklı görevleri aynı olan organlardır.
  • Sivrisineğin KANADI

          Yarasanın KANADI

          Kuşun KANADI

  • Bu 3 organın kökenleri farklıdır fakat 3’ü de uçmada görev alır.

Kökenleri aynı görevleri farklı olan organlardır.

Kuşun kanadı

Balinanın yüzgeci

İnsanın kolu

Bu 3 organın kökenleri aynıdır fakat görevleri farklıdır.

 

TÜR KAVRAMI

Ortak bir atadan gelen, yapı ve görev bakımından benzer özelliklere sahip olan, birbirleriyle doğal ortamda çiftleştiklerinde verimli (fertil) yavrular (döller) oluşturabilen canlılar topluluğudur.

Soru: Bir canlı grubuna tür diyebilmemiz için bu grup hangi şartları taşımalıdır?

  • Doğada serbest olarak üreyebilmelidir.
  • Ürediğinde yavru bireyler oluşturabilmelidir.
  • Oluşan yavru bireylerde üreyebilme yeteneğine sahip olmalıdır.

                                                  

Aynı türe ait canlıların kromozom sayıları aynıdır. Dişi aslan,erkek aslan ve yavru aslanın kromozom sayıları aynıdır.
Kromozom sayıları aynı olan canlılar aynı türe ait olmayabilir.

                     

Kromozom sayısının fazla olması ile gelişmişliğin bir ilgisi yoktur.

Canlılar sınıflandırılırken kromozom sayısı değil kromozomlardaki genlerin benzerliği dikkate alınır.

Aynı türe ait canlıların genleri tamamen birbirinin aynısı değildir.

Tür kavramı ilk kez John Ray tarafından ortaya konulmuş fakat sınıflandırma prensiplerini ortaya koyan ve ikili adlandırma sistemini kullanan Carl Linnaeus olmuştur. Carl Linnaeus hayvanların sınıflandırılmasında İKİLİ ADLANDIRMA SİSTEMİ (BİNOMİAL NOMENCLATÜR) kullanmıştır.

İkili Adlandırma Sistemi

Canlıların isimlendirilmesinde TÜR esas kabul edilir.

  • Tür isimleri iki kelimeden oluşur.
  • İlk isim canlının ait olduğu cinsi , ikinci isim ise belirli bir özelliği tanımlar ve tamamlayıcı isimdir.
  • İlk ismin ilk harfi büyük ikinci ismin ilk harfi küçük yazılır.
  • İsimler Latince yazılır.
  • Bir türün bilimsel adı bütün dünyada aynıdır.

                                                 

Sınıflandırma Basamakları

Sınıflandırmada en küçük birim TÜRdür. Türler bir araya gelerek CİNSleri , cinsler FAMİLYA(AİLE)ları, familyalar TAKIMları, takımlar SINIFları, sınıflar ŞUBEleri, şubeler ise ALEMi oluşturur.